21.04.2012

karanfil kardeş kokusu.. otlar.. süsler lavantalar ve diğerleri...

evet şu an..hala ellerimdetoprakkokusu ile..
ve herzamanki gibi plansızca..bahçeekim dikimlerinden gelmekteyim..
bahçeye perde asılacak.. koltuk boyanacak bidurumoluşmadı henüz çünkü.. 
hatta burnumuzu çıkaramadık.. hem havadan hem işten dolayı..

amabu sabah da.. moroz moroz.. (asık suratın fıransızcasıdır.. madem dile habire bişeyler sokuluyor.. ben de bu hoş sözcüğü sokayım o zaman dedim..).. evden küfredercesine hatta dişlerimin arasından küfrederek çıktım..
yağmur yağıyordu.. 
soğuktu.. 
öğlende hala hava soğuktu ve hasta yatışları vardı..
derken benim işim bittiğinde saat on6 itibarı ile..
bir baktım.. hava güneşlemiş..

doğru seraya..
yolumun üzerinde bir sera var..
ama işe gidiş yönünde..
evet ben gidiş ve dönüşte aynı yönü kullanmıyorum.. tuhafım..

sera yeni açıldı ..
fulya vadisinde..
hep gözüm kalıyor.. gelip geçerken..
bir de yanında toprak saksılar satan biyer var..
orda da gözümün kaldığı bişeyler var..

şunlardan..


ama toprak rengi ve .. altında öyle güzel bir ayak yok.. sadece üst üçte birinde yapraklar ver.. bunlara ..
enginar deniyor..

bi zamanlar da topa takılmıştım.. aynalı toplara..
onları arar ve haklarında bilgi toplarken çok eğlenmiştim..
ama aynalı top bulamamıştım..
sonra böyle gri yeşil bitop bulmuştum..
sonra da yanına bir tombul taş kuş buldum.. eh bir de bu enginarlardan aramaya çıktım sonra..

işte o enginarın fiyatını sordum önce..
sonra.. adam öğrenmeye gittiğinde aklıma geldi.. saksılarımdan birinin tabağı kırılmıştı..
tabak reyonunda gittim..

tabaklar ne kadar dedim..
bildiğin saksı tabağı..
adam dedi ki tanesi on lira.. 


yuh dedim..
porselen tabağın tanesi 3 lira ikeyada filan.. 
ama takımı bozucaz dedi..
iki tane için..

ne takımı dedim..
e onlar saksılarla takım dedi..

şimdi on lira bişey değil.. tabii.. ama 
bu mantık beni çıldırttı..
 peki şunlardan ver dedim..
kenarda bi yığın..
üzeri toprak dolu kötü kenarı pınçmış.. var mı öyle bi sözcük.. =)..

onları gösterip..
bunlar mı dedi..
evet dedim..
onların datakımı var dedi..

ben artık enginarı filan almadan..
hey kibele çekip.. yürüdüm..

az yukarda benim sera..
arabayı çektim..
indim..
aslında ne aşıcam da bilmiyorum..
şimşirimin biri öldü..
onları top gibi budamayı seviyorum sokak kapısının önünde hoşuma gidiyorlar..

şimşir alıcam aklım sıra..
ama o ne..
ben seraya gidip de zaten hiç uz duramadım ki..

işte rekoltem..
bir kasa begonya.. beyaz..
iki tane mine çiçeği.. biri beyaz diğeri, mor..
bir tane rosssmarii.. biberiye bu da budanıcak.. top olucak..

iki tane şimşir..

derken bi çakma sarışın geldi..benim arabanın önünde 3 arabalık yer var.. parkedemedi oraya girecek.. arabayı geri aldık..

devam..
birden lavantaları gördüm..
hem de iki farklı tür..
aaaa bunlar lavanta.. demişim..
adam da gösterdiklerimi kastedip evet dedi..
hem de ispanyol lavantası bunlar dedim..
adam siz bizden iyi biliyorsunuz dedi.. =)..

işte budur..



bizim memlekette bulunan lavanta türügenelde..
ingiliz lavantasıdır..

budur..


o hevesle gaza geldim..
ikisinden de aldım.. evdeki lavantam son baktığımda mutsuz görünüyordu..

başka..
hımm bir adet..gazanya..beyaz ama morbeyaz.. yanı buz beyazı diyolar ya yeşilimsi beyaza bu o kadar açık bir beyaz....

dört tane tavsan kulağıymış.. gri yeşil biot...
bunlarla geldim eve... 
bi de karanfil.. hediye ettiler.. pek güzel kokulu.....
ektim yarısını.. yarın anlatıcam.. fotoğraflıycam


3 yorum:

Çiğdem dedi ki...

Şekerim sen gidip seralara baksan dilediğini bir de bana yazsan? Hem sinirin bozulmaz hem cüzdanın ağlamaz.

Leylak Dalı dedi ki...

Şimdi senin o lavantaların doğal olacak di mi, ilaçsız milaçsız. Hah, sen onları kurutursun, sonra onlardan lavantalı kurabiye yaparız kışın:))
Not: işim gücüm tıkınmak:)))
Fotoğrafları merak ilen beklemekteyim...

atalet-buduar dedi ki...

çiğdemim.. seraları seviyorum.. kazıklansam da.. o çiçeklerin arasında gezerken.. onları ıngıl ıkış arabaya doldururken.. boşaltırken yardım etmek zorunda kalan yardımcının suratını izlerken ve hemen ekmeye başlarken sağanak yağmur bile dinlemeden.. o anları seviyorum..
bu da benim müsrif tarafım.. =)..

lavantalar doğal olsa da..
çevrenin bütün kokusunudokusunu emiyorlar.. rosmariler ve lavantalar istanbul il sınırı içinde sadece.. koklamaya.. yemelik olamiyor..
bütün zehirli gazları emiyorlar zira.. onlar ancak akdenizde.. egede.. dağbaşında.. oraların hayalleri benim için..