22.04.2012

ve atalet ve bahçevan ve lavantalar ve rosssmariler.. ve beonyalar.. ve saatler ve diğerleri..

evet..ataletin bahçesinin ilk panoraması...
hep diyorum ayakkabı burnu kadar bahçe.. bahçemahçe değil olsa olsa bah.... =)

ama bu kadaecıkşeyin ne kadar işçıkardığını bilemezsiniz..

sabah 10.otuz gibi çiktim elimde kahvemle..
yeni birkırk litre toprakla..
dün ektiklerim duruyor daha orta yerde.. kesip biçtiklerim.. ortada..


ama aklımdabirtek şey vardı..
daha önce gördüğüm birşeydi..
çiçeklerden akan nehir..
tabii benimkiminik bişey olacak.. ama olsun..

önce.. bir kanalkazdım..
miini etekliolduğundan şüphelendiğim.. killitoprak satıcısı kadının önerdiği iğrenç toprakra..
evet biliyorum hiçaksatmıyorum kadın için bu uzun cümleyi kurmayı ama.. çok kızgınım ona.. çok..

neyse.. son yağmurlar sayesinde.. toprak suya doymuş yumuşaktı..
kanalı kazdıktan sonra..


bir beyaz saksıyı kırdım.. çatlaktı zaten..
ve o noktadan ekmeye başladım..
sıkışık sıkışık beyabegonyaları.. güzel torf toprağı kullanarak..


kasamın yarısını kullandım..


sonra toprağın üzerini..yine mucurla örttüm..


bu işi yere dizçökerek yaptığımdan..
iş bittiğinde ayağa kalktığımda..
bir başdönmesi atağı geçiştirdim..

ama bahçevaaaaaaannn..
durmaz.. o arada fotoğraf çektim =)
bu beyaz minelerle dolu askılı saksı..


sonra diğer askılı saksımı ektim.. mor mineyi de ona ektim..


böyle kahverengibiküfümsü bişey var bu saksıların içinde..
onun içini çöppoşeti ilekaplıyorum..
içine iki santim kadar toprak koyup.. hemen o hizada.. makasla üç kesip yapıyorum..
sonra bildiğin saksıya eker gibi.. bitiriyorum ekme işini..
siyah torbanın sarkan juponlarını kesiyorum..

bir kocaman lavantam kalmıştı..
bir kocaman saksıya..
onu ektim..
önce dibini deldim.. sonra..  bu yıl öğrendiğim yeniipucunu kullandım..
kahve filtresi..
deliklerin üzerine kahve filtresi koyuyorum..
böylece toprak delikleri tıkamayacak.. sulandıkça..
güzel oldu..


sonra..
knidos afroditimin yanına koydum o saksıyı..
bu arada.. mucurların üzerindeki yaprakları topladım..
uzamış hederalarınmanikürünü yaptım..
ortalığa yaydıklarımı topladım..
yine dağıttım..
kahve içtim..


telefonda bir kişiye kendikendisine nörolojik muayene yaptırdım bi şeyi yokmuş.. yarın kontrole çağırdım..


lekecumavniye beni hiç yalnız bırakmadı..


ara ara dikkati dağılsa da..
benimle birlikte geçirdi günü..
sadece toprak torbasını karıştırmasına izin vermeyince biraz atıştık o kadar..
çocuksla geçindiğimden daha iyi geçiniyoruz onunla..

sonra..
yine begonya ektim..
bu kez.. el arabasına..=P..
el arabasının tahta bölümü  çürümüş..
o yüzden bir çinkonun dibini deldim çiviveçekiçle bi sürü delik açtım.. kevgire döndü..
sonra.. doldu begonyalarla..

can suları verdim..
can suyu aslında en önemli şey..
yarım yamalak yapmayacaksın..
topraktaki hava boşluklarını yok etmek amaç..
yavaş yavaş sulayacaksın..
dibinden su gelene kadar devam edeceksin..

öyle yaptım işte..
düşmesin çinko diye yanına bir demir sokuşturdum..
ben oraları kurcalarken..
sopa gözüme girmesin diye tepesine bir ördek soktum..
bir tane daha gerekecek bu demirlerden.. vardı amabulamadım.. çıkınca ortaya çakacağım onu da..

işte o arada.. çekicikaybettim..
=)
o yüzden son çinkomu delemedim..
zaten toprak gene bitti..

sonra yaptığım pisliği düzelte dizelte.. kese toplaya ata.. asa bağlaya..



bu saati ettim..
üstelik daha çok işvar...


buncacık bahçeden
bunca çöp çıkacağına inanır mıydın ey okur..


elmam da.. çiçek açtı..
bu yıl armutu gösteremedim..
ama elmayı kaçırmayın.. bari..



bu kırmızı elma..
kokulu da..
bu yıl çok çiçeği var..
dilerim geçen seneki gibi beyaz küf olmaz..
rutubetle beraber başlıyor o da..
gerçi iyi budandı hava dolaşabilir dallarının arasında ama..
yine de oluyor işte..
bu yıl bakır sülfatlandı ağaç.. organik bahçe iyi de.. kurtlar elmaların tümünü yiyor..
ilk defa bu yıl ilaçlamaya karar verdim acık ucundan..



bu yazı bitmez..
yorgunum da..

en iyisi hala yapılacakların listesini vereyim..
* çekici bul.. ikili çinkoyu del..
*dolabı temizle/t.. ve diğer yana taşı kuş evlerini yıka/t.. ve çinkoları ve beyaza boya göz alsın..=)
*çinkolara etilket yap..

*yedibuçuk kiloluk tuhaf gri saksıların içine sarkan çiçekler edin..
*kanapeyi ve koltukları beyaza boya..
* perdeleri as artık yeter..
*şu su püskürtecini bi güzelleştir..
*inatla sağkalan üzüm kütüğüne bir dayanak bişey yap..şık olsun değişik olsun..
*içinde ışık olan küreler yap..
*çok katlı saksılığı beyaza boya beyaz saksıları del içlerine çiçek planla.. ne olsun????
*bahçeden kaybolan bitkilerin listesini yap....
ve en önemlisi..devam et..durmamola verme.. hemen yarın devam et... bahçe zamanı



11 yorum:

semaca dedi ki...

canım benimmmm... bayıldımmm.. ya aslında çok da heveslendim ama ben bi türlü fırsat bulamadım... telefonla nöroloji konsültasyonuna pek benzemese de ben de senden bi teras konsültasyonu istesem? ben nereden başlayacağımı bilemedim... kıskandım valla.. Ataletim imzasını atmış yine buram buram.. ellerine sağlık... :))

uctemmuz dedi ki...

okudum, buradaydım, kokladım.:)

laleninbahcesi dedi ki...

Benim bahçem vardı kocaman, bir zamanlar çok anlatırdım hani...Ortancalı, kasımpatlı, leylaklı, dağ menekşeli.Yazını okurken hep o bahçeyi düşündüm. Çokça anı bıraktım orada ama hiç özlemediğimi farkettim. O bahçeye gömdüğüm şeylerden dolayı.Ama o çiçek nehri, kuş evleri, o saat hele o saat ve Afrodit. Bayıldım hepsine ayrı ayrı.

İyi bir hafta olsun, kutlu olsun Ulusal Egemenlik Bayramı...

Adsız dedi ki...

Vallahi ben razıyım; olsun da, 'BAH' olsun:)

Okurken, senin yaparkenki coşkunu hissettim, çok iyi geldi.Bir ucundan tutmuşm kadar keyiflendim,sağol..

Bah-mah..nasıl tanımlarsan tanımla,çok beğendim-çok beğendim-çok beğendim(Ivana sert tonlamasıyla oku)...
Ece

Çiğdem dedi ki...

Zeytin ağacını unutmadım :)

atalet-buduar dedi ki...

semacım.. konsültasyonu yapalım.. ama senin hemen çalışmaya da başlaman lazım o zaman.. zira ben fikir geliştirirken bi bakarım işe başlamışım zaten.. =).. eşofmanları giy.. toprakları fideleri hazırla.. yettim ..

üçüm temmuzum.. sağolasın..

lalem.. neden ki özlemedin acaba.. gerçi sen istanbul aşkındasın.. acaba ondan mı..

eceemmm kraliçem.. hele gençlik fotoğraflarını gördükten sonra.. kleopatram.. =)..
keşke yardıma gelseydin..=).. ama dur .. keyfe gelirsin.. armut altı çay kahve şarap keyfi yaparız biz de.. =)

atalet..

atalet-buduar dedi ki...

çiğdemm ama ben unutmuşum zeytin ağacını.. eyvahhh.. açıkla bana... =)

Çiğdem dedi ki...

Banyona istiyordun ya bir ara :) Belki vazgeçer bahçene koyarsın. Kalenderdir toprak ya da saksı aldırmaz :)

atalet-buduar dedi ki...

ah canım çiğdemim..
burdan yansıdığı gibi değil ki yaşamım..
hani şu oyun trenleri var yukarlardan birden hızlı inişe başlıyor da millet aaaaaaaaaaaaaaaaa diye çığlıklanıyor..
benim yaşamım aynı öyle.. tinimini giderken aa bak ayşeler de ordaymış.. ay gök ne maviymiş.. derken aniden... aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.. aa bak ahmet de gelmiş.. ağaçlar nasıl küçük.. aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa...

=)..
zeytin ağacını nasıl unutmuşum.. evet aydınlık ve kocaman bi banyo hayal etmiştim.. ayaklı küvet.. ve bir zeytin ağacı..
benim bahçede olmaz.. çok gölge.. çok ağaç..
armutluda var.. datçada var zeytin ağaçlarım..
bir de 21liğin terasına alasım var..
=)..

sevgimle..

Çiğdem dedi ki...

Ben evde büyüttüm bir ara... Küçümen saksıda İstanbul' da. Edremit' ten almıştım vaktiyle... Sonra o toprağını özlemiş olacak ki bizi buraya getirdi. Buraya gelince de etraftaki arkadaşlarına bakar üzülür diye dikiverdim toprağa, meyvesini bile yedim :)

8 Mayısta iki günlük İstanbul' da olacağım. İstersen sana da getiririm bir Edremit' li. :)

Hayatlar hep roller coster canımın içi. :) Geçemeyeceklerimizle sınanmamayı diliyoruz sadece.

Omuzuna elimi yolladım. Bi sıcaklık gelirse şaşırma e mi? :)

Adsız dedi ki...

çiğdemcim..canımsın.. ayvalıklı saime hanım.. =) babasının zeytinliklerine doyamamış.. son yormakendini.. kendin gel..=).. görüşelim..

atalet..