22.09.2012

bir pufun dönüşümü... canıtın yoktu evde fotoğrafa giremedi..


yıllar önce bir yazlık maceramız olmuştu..
uzun bir hikayedir.. ama iki çift.. bir evi ortak kullanmıştık..
zira aynı yörede bitmesi gerekip de bitemeyen evlerimiz vardı..
her ikimiz de taşınıyorduk.
ve evlerimizde bitmemiş yazlıklar için ayrılmış alınmış eşyalar vardı..
onları kedi eniği gibi ev ev taşımamak için..
ortak bir ev tuttuk aynı yazlık bölgede..
böylece..
ilerde evlerimize kolayca taşınacaktık..
ve ikimiz birleşince ancak bir evi döşeyebiliyorduk.. =)
işte bu çiftten erkek olanı..
çok eski eşyalara sahipti..
zarif kadınsı eşyaları vardı..
annesinden kalma..
eşi ise.. yeni yeni yeni alınsın kullanılsın merakında idi..
anlamıyordu eşyadan..
o yüzden bana verdi eşyaları.. erkek olan..
ben de onları ozamanlar acemice ..
dönüştürüp kullandım..
derken ..
erkenden hayata veda etti..
çok talihsiz şartlarda..
geride üç yaşında kızını ve eşini bıraktı..
geri ister mi diye sordum eşe..
zamanı gelince..
belki kızı babasının eşyalarını ister diye..
hayır dedi kadın yeni yeni yeni istiyorum..
böylece anı meraklısı ben ..
çevrenin arşivcisi ben tuttum onları..
baktım. kullandım ve sevdim..

bu pufçuk..
yazlıktan geri getirildi eve..
greige (gri-bej).. sevdamla beraber..



eskiden lacivert beyazdı. bir yazlık eve uygun..


yeniden şekillendirmek için söktüğümde..
alttan çıkan mercan rengi kumaş da.. anılarımı canlardırdı..
o yazlık macerasını yaşadığımız yıl..
geçici olarak yaşadığım tepedeki evde..
oturma odasında kullandığım hali..
unutmuşum.. 
o oda meksika havasında idi..
hamzagilden almıştım bu tondaki keten kumaşları..
ama çocuklu ev sonunda..
pek kirlenip çoktan.. değiştirildiler bile..


hep merak ederdim.. bu yaylı mobilyaların içini..
mesela kanapelere yatarsan yayları kayar derdi annem..
o yaylar nasıl kayardı ki..
kat kat soydum pufu.. aklımda tutarak.. katları..
döşemelik kumaş..
altında yün dolgu..
altında samanlar..
altında bu çuval çıktı..


önce sökmedim ve boyadım..
altta lacivert yağlıboya vardı..
üzerine doğrudan.. artık ezberlediğiniz ev yapımı kireç boyasını kullandım..
duvarlarda kullandığım keten renginden gribej renkten bir ölçü.. bir ölçü su ve üç kaşık alçı..
pürüzsüz hale gelene kadar karıştır..
ince katlar halinde sür..
üç kat tam olarak örttü laciverdi..
sonra zımparaladım.. alttan yer yer lacivert çıkana kadar..
yer yer de ahşabın kendisi..
hoşuma gidene kadar devam ettim..
pürüzsüz yumuşacık bir yüzey oluşunca..
akrilik vernik..
iki kat..

geçenlerde bir okurum sormuş yeni verniğin adı ne diye..
onu da bu yazıya ekleyeyim..

akrilik vernik diye aramak gerek..
büyük nalburlarda var..
şeffaf renksiz ve saten ışıltısında. 

çuval bazı yerlerinden dikilmişti..
o yüzden sökmesem dedim ve boyadım o haliyle..
derken sökmeye karar verdim zira çok kirli ve kokulu idi..


iyi ki sökmüşüm.. bu etiket çıktı dikili katlardan birinin altından..
googla sordum.. polonyada bir şehir adı bu.. tomaszowski..
demek çuval bezi polonyadan geliyormuş o zamanlar.. yoksa pufun kendisi mi?? 
ama o zaman akşaba vurulmuş olurdu bu puf..


gerçekten kirliydi.. üstü kadar altı da..
yayların bıraktığı izlere bakın..


bu arada yayların nasıl olduğunu anladım..
toplam dört yay var..
ahşap karkasa bir ip çivilenmiş..
o ip.. her yaydan geçip.. karşı kenara çivileniyor.. iki sıra.. önden arkaya.. iki..
sağdan sola iki defa sabitleniyor..
ayrıca çaprazlamasına da sabitleniyor..
böylece kaymıyorlar.. demek ki kanapelerde bu daha fazla yay daha fazla bağlantı demek..
böylece.. üzerine yatıp da.. yatay yük uyguladığında.. yaylar sağa sola devriliyor..
bu pufu da açtığımda yayların bazı iplerinin gevşediğini farkettim..
o nedenle ben de yeni iplerle onu sabitledim..
bu sefer daha profesyonel bir döşemecilik yapmaktayım..

bütün tozu pisi elektrik süpürgesiyle aldıktan sonra..
katlarımı yeniden oluşturdum..


bir kat çuval yerine keten..


saman yerine elyaf..
dolgu yünü yerine.. evdeki fazla bir yastık..=)..
sonra temiz işçilik için mermerşahi..ile tümünü yeniden kapladım..


boyayı eskittim elbet..
alttan yer yer ahşap..
yeryer.. laciverti çıkardım..
geçmiş.. biraz görünmeli kenardan sağdan soldan..
atalet için..
böyle..
yeni yeni yeni istiyorum demiyorum ben çünkü..


kitaplığın önüne çok yakıştı.. kitabım kahvem..
pufum..

kabaralarım bile var.. =)..
gümüş rengi kabaralar.. heryerini kaplamaya yetmediler.. 
yeniden almam gerekiyor..
boydan boya çakıltıktan sonra..
bir de gümüş rengi bir fikir getirdi aklıma..
boyalı alanlara da ufak gümüş dokunuşlar..
ne olsa eskici kraftçı olarak..
rub and buff yani sür ve parlat denilen cinsten bir tüp parmak boyam olduğunu anımsadım..
demek ki..
yeterince şık yoktur.. her an daha şık ve süslü olunabilir dedim..
 ama şimdilik ufak bir molayı hakettim ben de..



3 yorum:

Adsız dedi ki...

Sen doktorluğu bırakırsan bir gün,aç kalmazsın:))
Ellerine/emeğine sağlık.

Bir anı mobilya parçası ne güzel hayat bulmuş. İlk sahibini ölümsüz kılmak da sana düşmüş.İyi de olmuş.. Nur içinde olsun-bütün gidenler gibi..

Ece

Asortik Krep dedi ki...

Hikayesi mi daha güzel yoksa kendisi mi karar veremedim :)

laleninbahcesi dedi ki...

hem hikaye hem puf... Nasılda iç içe girdiler.. Sen bir hekim titizliği ile soktun onları iç içe...

Çook ama çok şık olmuş.