19.07.2012

ahşaptaki su lekesi nasıl düzeltilir.. =)

önce şu başlıktaki ağırbaşlılığa dikkatinizi çekerim..
efenim.. bloğunuza nasıl çeki düzen verirsiniz'in on cevabından biri.. bu..
başlık kısa öz ve doğru olacakmış..
ataleti.. devekuşu gibi sakladığım için başlıklarım ya tuhaf ya da hatta iki nokta şeklinde ..
ama bu "kendin yap" işleri..
biraz da öğretici olduğundan bir faydamız dokunsun canıtınla benim..
hem ekonomiye hem ekolojiye hem de canı sıkılanlara diyerek bu kuralı uygulamaya karar verdim..
başlığım açıklayıcı olacak bundan sonra..

ikinci kural da içeriğin başlığı yansıtması.. dolu dolu olması..
üçüncü de fotoğraflar.. bol bol ve güzel güzel fotolar olsun deniyor..
güzel midir bilmem ama fotosuz yöntem öğretmek zaten zor iş..
o yüzden bol bol fotomuz da hazır.. =)..

saimehanımın çıtçıt dolabı.. kenarda duruyor..du hala..
hatırlarsınız pazar günü zımpara yapmıştım.. ve beyaz lekelerle başım dertte idi..

mobilyalar yapılırken..
ahşabın güzel bir renge ulaşması için onlara bir renklendirici sürülür önce.. maundur cevizdir.. ton tondur bunlar.. böylece damarları daha güzel görünür..
üzerine de kullanım kolaylığı leke tutmazlık amacıyla vernik.. mum cila benzeri bir tabaka atılır..
bazı ürünler hem renklendirici hem de vernik içerir..

işte bu moilyaların koruyucu tabakası gözle görülmeyen ince çizikler nedeniyle bir süre sonra su geçirmezliklerini kaybetmeye başlarlar..

ve birgün biri bir bardak soğuk suyu ya da buzlu viskiyi ya da kolayı bırakır o mobilyanın üzerine..
on dakika sonra iş işten geçmiştir..mobilyanın üzerinde bir su halkası oluşur..
bu suyun bir kısmı yüzeydedir.. kurularsınız kaybolur..
ama bir kısmı o göze görünmez çatlaklardan içeri sızar ve orada hapsolur kalır.. önce göze görünmez..
ahşap o suyu emer..
renklendirilmiş ahşap..
su bir süre sonra dokusunu bozar ahşabın..
renk solar gider ve mobilyada bir beyaz halkanız oluşur..
aynı yere sık sık aynı tarzda ıslanma.. ahşabın kararmasına bile neden olaibilir..
hatırlayınız bakımsız ahşap evlerin koyu kahve gri rengini..
ahşap güzeldir canlıdır narindir...
incinir insan gibi..

bize de bazen bişeyler olur..
kendimizi düzeltiriz..
kurularız bir nevi üzerimize dökülmüş olandan..
ama içimize sızmıştır bir kısmı.. halka vardır yüreğimizde artık ne yapsak durur orda..
tekrar tekrar ıslanırsak aynı duyguyla.. kararır kalırız..
ama o beyaz halka da beladır..
göründüğü gibi değildir..

birgün biri gelir.. dur şunu onarayım der..
alır eline bir zımpara..
ya da dostunuzdur alır diline sözcükleri..
açar halkanın üzerini..
o küçümsediğiniz halka meğer ne derin ne kocamanmış..
o zaman görürsünüz..
o zaman hayret edersiniz..

ahşaptaki beyaz leke..zımpara sonrası..

dahası varlığından haberinizin bile olmadığı bir çok başka lekenin de ortaya çıkmasına neden olur bu zımpara..
hani bir sorunu konuşurken yakın bir dostla.. benzer sıkıntıya yol açmış olan tüm anılar canlanır ya eski yeni..
-zaten ilkokuldaki hocam da söylemişti.. 
-lisedeykende şu olmuştu..
-ahmet de kalbimi kırmıştı benim.. evet  o da böyle yapmıştı.. 
diye.. anlatırsınız dalga dalga..
işte ahşap da zımparaya teslim eder tüm kusurlarını zedelenmelerini ortaya koyar.. 
heryerini zımparalayıp her yeri aynı beyaza getirmeye kalkmak ise..
zarar verir..
bütünlüğü bozar..
kaplamalar incedir.. incinir..

mobilyanız değerlidir..( siz de.. siz de değerlisiniz..)
belki saime hanımdan kalmıştır.. belki ilk maaşınızdan alınmıştır.. 
size de sizden başka siz yoktur..

o zaman bu lekeleri yok etmek gerekir..
mobilyayı şaşaalı günlere.. (abarttım evet çıtçıt dolap çok sadecık birşey)..
geri götürmek gerekir..

ben de öyle yapmaya karar verdim..
beyaza boyayıp lekeyi örtmeye.. kolaya kaçmaya   kıyamadım..
hem saime hanım dahoşlanmazdı..
kedi pisliğini örter gibi deyiverirdi.. gözlerini kısıp..
hem de..
ataleti sıkıntılı günlerinde başka bir boyaya sokup değiştirmeye çalışmıştım..
ama olmamıştı.. atalet yine özüne dönmeyi istemiş ve o boyadan çıkıvermişti..
bu nedenle..
ahşap renklendirici derdine düştüm..

evdeki kalem şeklindeki olanları denedim..
hiç olmadı leke başka türlü daha koyu olarak ortaya çıkıverdi..
taşıma yöntemle tamir olmuyor..
bazısına oluyorsa da.. bana uymuyor..
ve ben de.. hemen zımparaladım..
bıraktım..

dün resim malzemeleri satan dükkana koştum..
gomlak alasım vardı azıcık rötuş yapmak için..
ama yoktu..

düşünerek evin yolunu tutmuşken..
yapı marketten.. ahşap renklendirici alayım bari..
trafik saatini de geçirmiş olurum dedim..

rafta her cinsi vardı..
verniklisi verniksizi.. 
solvent bazlısı ( yani yağlı boya benzeri olan.. tinerle inceltilen ve çok kokan)..
su bazlısı da vardı..
ama 3buçuk litrelik kutularda idi ve .. 74 lira gibi bir fiyata idi..
almadım..

geldim evde gugl'anıma sordum..
ev yapımı ahşap renklendirici..
=)

bir cevap bulamadım..
ingilizcesinde sordum.. bir çok cevap buldum..

bir kongrede.. bir finlendiyalı şöyle demişti..
"amerika ki zengin bir ülke .. orada her tedavi için önce.. fiyat/fayda çalışması yapılır..
finlandiya ki çok zengin olmayan bir ülke .. bizde bu çok az yapılır.."
ben de düşünmüştüm..
"canım ülkem ki.. fakir bir ülke.. bizde.. hiç yapılmaz"..
işte o geldi aklıma..
eskidiyse..
atıyoruz..
yerine solventlı kokulu tütülü sentetik yeni mobilyalar alıyoruz..
al at al at..
atmak için alıyoruz..
aldatmak için seviyoruz..
biz bunu hep yapıyoruz..

ahşap.. bir çok mutfak malzemesi ile renklendirilebiliyor..
çay ile..
kahve ile..
ve sirkede bekletilen paslı çivilerin oluşturduğu renkle..
hepsi hakkında birçok bilgi okudum..
ama bana ve size yarayabilecek olan.. şu aşağıdakiler..

*çay ve kahvede tannen var..üzüm suyunda da..
ayrıca..ahşapta da tannen var..
ahşabın renk tutma özelliği bu tannen sayesinde artıyor..
yani çay kahve ve şarap ya da üzüm suyu.. ilk aşamada kullanılırsa.. süper oluyor..
o zaman koyu bir kahve hazırlamanın zamanı dedim..

üç çorba kaşığı granül kahve ve sıcak su karışımı sürülmüş hali
kahveyi fırça ile önce lekelere sonra da her yerine sürüverdim..
ahşap yönünde..
fırça her zaman ahşabın damarlarının yönünde sürülmeli ahşaba..
kedi okşar gibi tüyüne tüyüne..
çok başarılı oldu..
hele ıslakken lekenin nerede olduğunu anlamak mümkün değil..
on beş dakika ıslak kalmalıymış.. o yüzden kurumaya kalkışan yerlere hemen yeniden sürdüm..
gözüm üzerinde kaldı anlayacağınız..

dertlinin de derdi bi anda bitmez hani..
gözün üzerinde olmalıdır..
yara ne zaman açılır ne zaman yeniden kanar takip etmen gereklidir..

kahve ile ikinci kat..ıslak görünüm..
ortalığı nefis bir kahve kokusu sardı.. bu da cabası..
bu arada belki yetmez bu kadar renklendirme diye..
malzeme çantasından bir kaç paslı çivi buzdolabından biraz sirke..
bir araya getirilip..
hazır edildiler..

*pas rengini salacak sirkeye..
rengi koyulaşınca..
yine fırça ile alınıp sürülecek.. gereken yerlere gerektiği kadar..

sirke ve paslı çivi benim durumumda açık piton =)

bir iki kere tekrarladım bu mobilyayı kahveleme işini..
bana retzina..  çıtçıta kahve..

sabah uyandığımda..çıtçıtın durumu oldukça iyi idi..
ışığın yansımadığı açıda.. leke neredeyse hiç belli olmuyordu..

lekesiz kaplama..

ışığın yansıması ile belliydi ama..
bunun nedeni de tannen..
tannen ahşabın dokusunu açarmış..
hafif pürüzlü hale getirirmiş..
diğer taraflarda hala ahşap renklendirici olduğundan oralara sadece biraz renk verdi..
ama lekeli beyazlamış yerlerde.. dokuyu açtı..

ışığın yansıdığı zaman oluşan pürüzlü mat alan

çözüm..
iyice kuruduğunda..
incecik bir zımpara..
incecik..
sonra renk açıldıysa yine oralarda..
sirkeli paslı boyamı deneyeceğim..

ama denemeyi sürdüreceğim..
bu sefer kolaya kaçıp bembeyaz yapıp bırakmayacağım..
bu sefer..lekeleri temizlemek..
derdindeyim..

ortama.. kokulu kimyasal saçmadan..
cebimden yetmişdört lira eksilmeden..
"bu da gitmiiş" deyip yenisini almaya koşmadan..
güzel sağlam anılı havalı bir dolap oluşturmaya çalışıyorum..
çok keyifli..

bunları yaparken bir yandan 
dört nolu hazine avcılarını izledim..
demek okuma öğrenme ve bu noktaya gelme işi..
bir film süresi..

yere damlayan kahveleri..
sarı bezle sildim gitti..
manikürüm bozulmadı..
yerlerde koruyucu örtü filan gibi dağınıklıklar olmadı..

eh daha ne olsun..
keyif olsun....












3 yorum:

Çiğdem dedi ki...

Aklına eline sağlık. Benim sehpalarda da ben deneyeyim okullar açıldıktan sonra.. Bir de eğer ceviz ise mobilyan al eline bir ceviz içini sürüştür diyorlar da denemedim ben. Sehpacıklar bana bakar ben onlara bakar dururdum. Öptüm marifetli kadın :)

"bi" dedi ki...

hiç mi bitmeyecek hayranlığım yahu!

laleninbahcesi dedi ki...

Hiç anlamam, yapmaya bile kalkışmam, ama sen yaptığını anlatırken nasıl bi heves dinliyorum pardon okuyorum bir bilsen.