kitap.. ışık.. aydınlık.. patine ve diğerleri..

yıllar önce hayallerimde başlayan.. 

özel istek üretilen..

sonunda hayallerimle beraber bi u dönüş yapan lamba eve geldi..

daha doğrusu önce 21liğin evine gitti..

onunla orda karşılaşınca bir incecik sızlattı içimi..

talan.. duygusu verdi..

sonra 21lik evinde istemediğini açıkladı..

böylece eve geldi..

benim lamba abajur avize öykülerim pektir çoktur..

seçemem beğenemem..

alamam..

şaka değil..  bir fotoğrafta gördüğüm lambayı ya da benzerini aradığım için 

ve de bulamadığım için..

 ilk evimde.. uzun aylar tek spotla oturdum..

hatta ne ayları.. birkaç yıl.. 

sonra bir yerde gördüm..

deli gibi koşup sorduk.. öyle arabanın el frenini çekip çalışır halde flaşör yakıp bırakarak koştuk hem de..

satılık değilmiş..aile yadigarıymış..

mağaza sahibi vitrin düzenlemesi için koymuşmuş.. 

diye ne kadar hayal kırıklığına uğramıştım..

u dönüş yapan lambayı da..

bir  dergide görmüştüm..

denizde gezip bembeyaz olmuş yuvarlanmış sahile vurmuş tahta parçalarından yapılmış bir lamba ayağı..

üzerinde de bir şapkadan oluşuyordu.. 

tam olarak şöyle bişeydi.. gördüğüm..

bayılmıştım..

ve elbette gene bulamıyordum..

ben de  datçadan lodosçuluk yapıp topladığım denizde gezmiş tahtaları toplayıp o zamanlar..

hala varlığını sürdüren bir "lambacı" ya gitmiştim..

bazı meslekler ünlü markaların benzerleri ucuz malzemeyle seri üretilip taklitlerinden sakınmanıza gerek yok zaten kendisi taklit olarak kredi kartına on taksit satılmaya başlayınca yok olan bazı meslekler var biliyosunuz bu lambacı da.. el işi lamba şapkaları yapıp onları sıradışı ayakların üzerine monte ediyordu..

şişeler deliyor.. şemsiyelikler deliyor.. teller döşeyip.. kristaller asıyo ve yoktan var ediyordu..

hatta bir kafede bir yerde bir lamba gör.. 

gidip yerinde keşif yapıp.. 

benzerini kendi yorumunu katarak yapıyordu..

doğal olarak biz pek ahbap olduk..

ben her ay elimde bi resim ya da tuhaf bi ayakla karşısına dikiliyordum.. =)

mutlu zamanlar..

artık gönlüm geçtiğinden ..

bir de işçiliğim ilerleyip..

göz zevkim de arttığından olsa gerek..

o zamanlar keyifle yaptırdığım lamba gözüme çok eskimiş.. ve yıpranmış göründü..

lambanın elektrik bağlantılarında da bir sorun olmuş zaten...

ayrıca yeni konseptim.. 

kitaplar.. =) 

beni benden aldığı gibi..

beni bazılarından çok uzaklara taşıyan şey kitaplar..

öğrendiğim her ayrıntı.. okuduğum her güzel cümle ile bazıları ile arama daha kalın duvarlar koymanın tadını veriyorlar bana.. 

neredeyse kapıya yazacağım.. " dikkat kitap var" diye.... 

hatta yazmalıyım bence ..

pazar günü .. elimi kullanmak istedim bişeylerde..

 

lambanın değişim vakti gelmiş oldu.. 

başka bir proje için kullanmayı düşündüğüm eskiciden aldığım.. 

ciltli kitaplardan birkaç tanesini feda etmem gerekti ama.. 

bu biraz zor oluyor..

kıyamıyorum..

şimdi bu kitaplar eski basım ..

dolayısıyla.. 

dilleri eski türkçe.. 

çok fazla arapça ve farsça sözcük içerdikleri için..

çocuksa veya başka gençlere versem de okuyamıyorlar..

ayrıca ilk basım filan gibi bir değerleri yok..

kiloyla satılıyorlar..

yani benim için anı değerleri de yok..

o yüzden her ne kadar basılı bir eseri hırpalamaktan utanıyorsam da..

 bazen böyle kullanıyorum.. itiraf ederim biraz suçluluk duyuyorum..

en alttaki kitaba biraz daha fazla zarar verdim..

alt kapağını sağlam bıraktım.. 

iç sayfalarına..

 maket bıçağıyla kablonun geçeceği kadar bir kanal açtım..

üst kapağı ve 

diğer kitapları boydan boya  ortalarından matkapla deldim..

lambanın metal borusunu deliklerden geçirdim..

bir pul bir lokma ile sabitledim.. kabloyu kanaldan sarkıtıp..

kitabı kapadım..

tüm kitapların sayfalarına.. boydan boya fırça ile zamk sürdüm..

kuruyana kadar bekledim.. 

(ay anlatırken fena hissettim kendimi..)

tamir ettiğim açma kapama düğmesi.. efenim kopuk tel gibi ayrıntıları hallettikten sonra..

o da yerleşti yerine.. 

ufak bir işim daha var.. şapkayla kitaplar arasında kalan metal bölümü..

ki yer yer paslanmış ve pek bakımsız görünüyor.. 

ve en üstteki kitabın üzerine gelen metal halkayı..  kağıtla kaplamak.. 

ama bekleyemedim.. 

hemen ..

buraya eklemek istedim..

 

 nasıl olmuş..

yakışmış mı yerine.. 

pese.. bu kadar yapar ederim..

sonunda çekirdeğin ilgisini çekmeyi başardım..

-sen nerden öğrendin ki bu kadar şeyi dedi bana geçenlerde..

anlattım.. 

-ben hiç birşey yapamayacağım.. dedi.. bana da öğretmelisin..

-gerek yok dedim.. bana kimse öğretme.. heves ve istek biraz da kafayı kullandığında..

sen de gerekirse hepsini yapabilirsin..

yeter ki neyi yapmak istediğine karar ver.. 

sonra.. getirdi elindeki sıcak bardağı koyuverdi masanın üzerine..

ama dedim bak leke olucak..

olmaz bişey dedi.. hem zaten bu hiç olmamış..

eskimiş bile.. 

çekirdek genç ya..

patine.. sözcüğünün anlam ve değerini bilmiyor.. daha..

edit.. lalemin uyarısı üzerine.. patine sözcüğüne link ekledim.. patinenin anlam ve önemini paylaşan bir yazıma..