9.10.2012

yoğurtlu havalı kekler.. gecikmiş cumartesiler.. böbürlenmeler .. yalnızlığın keyif halleri ve diğerleri..

bir yastık yüzü gördüm geçenlerde..
yazılarla süslenmiş ev eşyaları pek moda ya..
işte bu da üzerinde yazıları nedeniyle çekti dikkatimi..



"hiç bir şeyi bitiremi...." yazıyordu.
aha dedim..
benim yastığımı yapmışlar..

ve çalışma artı gezme ve güncel kalma zamanlarından artan vakitler yetmediğinde.. işe ve bi sürü şeye dur deyip..
evimi kışlık ve "son" haline etirdim..
yıllardır dost arkadş ve akrabaların beynini ütülediğim.. bu prizin yeri..
bu kolonun şekli..
kitaplığım gibi.. konulara.
bir son noktayı koydum..
sırf onu da yapa"bilirim" bunu da ürete"bilirim" diye sakladığım hobisel süprüntülerimi eledim.. kimisilerinin bağış kimisilerini çöp olduğunu kararlaştırdım yok ettim..
dağları devirdim..



ben de şu anda..
tüm çirkinliklerini yok veya kamufle ettiğim bakınca içime sinen ortamımın keyfini sürmekteyim..

hatta karar verdim iş kurucam..
reklamını da.. " bana sevmediğini göster..yok edemiyorsam.. itina ile kamufle edeyim" diye yapıcam..


cumartesi eve geldim..
kimse yok..
ev de soğuk.. hani evlerin soğuk dışarının sıcak olduğu en sevdiğim mevsime geldik ya..
içimi hem ruhumu ısıtsın istedim..

bişey lazım..  bişey.. derken  bir blogda gördüğüm tarif.. aklıma güzel şeyler getirdi..

yıllar önce halama giderdim ben.. bayılırdım yatıya gitmeye..
deniz aşırıyı şehir aşırı gibi yaşardım..
her evin huyu adeti farklıdır ya..
herşey farklı ve güzel gelirdi..

halakızım benden beş yaş büyüktü o yaşlarda bu çok anlamlı bi beş yaş..
o yemek yapar.. ben bıçak kullanma ehliyetini yeni almışım..

şipşak kek yaparlardı anne kız çayın yanına..
ben de izlerdim.. yoğurt ve vişne reçeli koyarlardı onu biliyorum..
saime hanım hiç yoğurtlu kek yapmazdı ya..
kadın cumartesileri kişiye özel pasta da yapsa o zamanlar..
ben tabii komşunun.. yani halanın kekinin peşindeydim..

ilk denediğim keklerden biridir..
ve asla başarılı olamadığım..
bazı şeyler elime yakışmıyor..
bunlardan biri de yoğurtlu kek..

işte blogdaki yoğurt bölümü bana bir iyi geldi..
geçmişle hesaplaşmaya kararlı..
girdim mutfağa..
çırpması 10 dakika.. pişmesi.. tarif 35 diyor ama dolu dolu 45 dakika sürdü..
öyle hasetimdir ki..
blogcunun kalıbının aynısını kullandım..
onu ararken esas alıp unuttuğum iki katlı kek yapma kalıbını buldum da pek hoşuma gitti..
en yakın zamandaki kutlama ne zaman nerde.. kalıp kullanasım var..

tarifi veriyorum..
ben başardıysam herkes başarır..
yoğurtlu havalı kek..

1 ölçü yoğurt, 3 ölçü un, 2 ölçü şeker, 1 ölçü yağ, 3 yumurta, 1 paket vanilya, bir paket kabartma tozu diyordu tarif.. ve parça çukulata..

ben açıkçası parça çukulatalı hiç bir şeyi sevmem.. eskiden pelitte bir ispanyol keki yaparlardı .. çukulatanın en hasını kullanıp.. ondan başkasını sevmem tatsız matsız bazı kakao bileşimlerini kullanmayı da yemeyi de sevmiyorum.
çukulata dediğinin bir karizması olmalı ona uymayan şeye çukulata demem ve yemem de..

benimki sade..
olsaydı vişne reçeli eklerdim belki..
ama nostalcia izn't glem deyip sade yaptım..
ayrıca iki bardak şeker gözüme fazla tatlı olur ki bu" diye göründü.. 1+1.75 şeker kullandım bi daha yaparsam bibuçuk çok bile..

ayrıca şaşkın ben herşeyi hazırlar öyle karıştırırım.. tam o arada telefon çaldıysa.. yoğurtla unun bir bardağını barıştırıverdim sanırsın çorbaya sos hazırlıyorum.

tarifte.. yoğurt vanilya şekeri ve yağı karıştır.. yumurtaları ekle unu ele ekle en son da kabartma tozunu ekle diyordu..
eh işte artık o yoğurt rtı bir bardak unlu karışıma devam ettim bu sıra ile.. ve dediğim gibi azaltılmış şeker ile..

turbo fırını önceden ısıt diyordu 170 dereceye..
bak onu tam yaptım..
yarım saat diyordu.
ama bi baktım süper görünse de içi pişmemiş.. bir on beş dakika daha bu sefer 175 dercede turbo olarak devam ettim pişirmeye..

çok güzel özlü ve kabarık oldu..
vanilya likörü ve kahvemle beraber..
ağustos sıcağında geçen kitabımla ve tracy chapman sesi eşliğinde.. pek güzel gitti..

turbo fırın kıtır bir kabuk yammmiiii bir iç oluşturuyor..
daha önce hiç kullanmamıştım fırının turbosunu..
başarılı..

bu bir cumartesi güzelliği oldu bana.. ve
bizler pek incecik ve az yiyen iki hatun olarak hala bitiremedik keki.. çekirdekle..
dün akşam kuyruğu tepesinde maskesi yüzünde..
elinde bir bardak sütü ve kekiyle karşımdaydı benim dışı kıtır içi yammiiii kızım..
bu akşama da kaldı biraz hatta.. kekten..

evet..
bu bilogda ne yaptım ettim pişirdim yazıyorum ya.. ondan..
bu da burda dursun dedim..

evle ilgili olanlar ise..
fotoları toplar toplamaz.. eklenecekler..



1 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

kiloların canı cehenneme cnım kek, elmalı pay ve mocalı likör, kahve istiyo...