akası var sözcüklerin..
akası var..
içimde tutmam zorlaşıyor böyle zamanlarda..
söyleyecek bir sözüm olmasa da..
tezer özlü değilim ki..
bir oturuşta bir roman yazabilecek kadar zorluyor sözcükler ama tutuyorum.. duygularım soğusun..
o zaman yazarım.. demiş o mesela..
ve bir çok yazar da aynısını söyler..
ama ben yazar değilim..
sözcükler zorladığında kapakları kolayca açabiliyorum..
hem okumak doyurur.. yazmak besler demişler..
neden buduara yazdım peki aslında el işi değil anlatacaklarım..
ama..
nerden ilham gelip de hareketi sağlar bilemiyorum..
bazen sözcükler saklanıyor binlerce fikir olmasına karşın.. bazen günde birkaç kez saldırıya geçiyorlar..
bir doyumu var ilhamın..ya da benim durumumda barajı tutan kapakları açan manivelanın bir kilidi bar..
renklerle ve hatalarla geldi bugün son damla..kendi evini döşerken dekoratör..
diyordu ki okuduğum ev dekorasyon yazısında..
bir sarı koltuk seçmiş kolayca..
çünkü sarıyı çok seviyormuş..
koltuk dediğim kanape..
sonra da tekli bir koltuğu varmış onu kaplatmak için..
bir kumaş aramış bu olur demiş ve..
o kumaş gelince koltuk kaplanınca..
evdeki bütün siyah beyazlar ortaya çıkmışlar elele tutuşup duvar olmuşlar..
ancak o zaman farketmiş.. halının yemek sandalyelerinin hep siyahlı beyazlı olduğunu..
ve derhal değiştirmiş koltuğun kılıfını..
diyor ki..
para ödedik diye bu hatayı gözümüzün önünde tutmamız gerekmez..
kötü bir otele ödenen para gibi değil bu..
daima önümüzde..
ödedik diye kullanmamız gerekmiyor..
ilk evime aldığım koltuklar geldi aklıma..
herşeyini sevmiştim..
chesterfield denilen koltuklardandı..
kumaşındaki renkler en sevdiğim renklerden derlenmişti..
iki berjet bir chesterfield.. ne kadar mutluluk verici ama yeterli değil.
bir tane daha gerekiyordu..
işte o zaman..
ben o ikinciyi de aynı istemem.. kurmay alayı gibi..
orduevi koltukları gibi..
onu da kombininden düz renk isterim demiştim..
mevcut kumaşlar persandan alınma bir kumaşla kaplı idiler..
koltuk adamı gidin seçin not bırakın sadece budur diye.. ben alıp döşerim eve getirir teslim ederim dedi..
elimde kumaş örneği yok ama deseni biliyorum tabii.
gittim persana..
hemen bir buluşta buldum kumaşı.. asılı duruyordu .. girişin karşısında..
üstünde altında uygun renkte düz kumaşlar..
hemen seçtim..
üç hafta sonra koltuklar geldi..
benim persanda gördüğüm kumaş..
doğru ama..
renkleri yanlışmış..
bir"leylak rengi türkuaz bej ve füme" olanı bir de siyah havacı mavisi ve erik moru olan"..
benim aldığım koltuk erik morlu olan..
ama seçtiğim düz renk.. turkuaz.. diğer tonlardaki kumaşa uyan...
dört yıl..
o koltuğu görmemeye çalışmış.. saklamıştım ..
üzerine battaniyedir yastıktır.. salonun başka köşesine koymaktır gibi eylemlerle..
sonra..
kaplatmıştım..
hepsini birden..
dört yıl o koltuktan..
hatamdan..
hepsinden nefret etmiştim..
aktif olarak sürmüştü.. o nefret..
sonra yeniden kaplatacağımda..
bu kez güvenli sularda kalıp herzaman sevdiğim seveceğim eskimiş kağıt renklerinde kaplattım koltukları..
onları bu sefer.. renki yastıklarla filan renklendirdim..
evet emniyetli bir yöntem..
ama eyeyce renksiz ve sıkıcı..
uzun süren aktif nefretten sonra oluyor böyle reaksiyonlar..
öyle güvenli sınırlarda kalmak istiyorsun..
bu da yanlış..
bunu biri bana söylemeliymiş..
gözünün önünde tuttuğun hata ..
hata olmaktan çıkar..
onu tutmak hata olmaya başlar demeliymiş..
bunun..
dayatmadan..
ufak ufak baskı kurmaktan..
sevgine güvenip alanını ufak ufak genişleten ergenin verdiği gerginlikten ..
durup dururken olay çıkaran asabi ebeveynin verdiği rahatsızlıktan..
hiç farkı yok..
hem belki o zaman kahverengi kanape faciasını da daha kolay atlatırdım..
en azından daha hızlı..
tavsiyem..
kaç para ödemiş olursanız olun..
ne emek vermiş olursanız olun..
önünüzde durmasın hatanız..
sallayın atın satın değiştirin ..
boş dursun yeri..
daha iyi..
örmeye devam ediyorum..
orta maviyi de bitirdim..
yaklaşık 150 metre imiş modeldeki ip uzunluğu..
benim yumaksa yaklaşık 3.5 metre..
aşağı yukarı dediğim gibi oldu 32 santim kadar örünce 1.5 metre kadar kullanmış oldum..
ben pirinç örgüyü sevmem aslında..
çünkü bakmadan örerim..
örerken kaydırırsam da çok sonra farkederim..
ama nedense bu sefer aktı gitti.. ilmekler de..
kaydırma draması yaşamadan..
daha açık renklere geçmeyi bekliyorum heyecanla..
bu aralar burnumda bir tatlı hamur kızarma kokusu var daimi..
temporal epilepsi geçiriyor olabilirim..
ama öyle güzel bir koku ki..
tedavi bile olmam eğer epilepsiyse de..
bu akşam uzun yıllardan sonra bir epıl pay yapasım var..
elmaları doğrarken nasıl olsa bir ..
midsomer murders izlerim..
sonra da kahve epıl pay ve irene nemirovsky keyfi yaparım.. =)
bir şey diyeyim mi..
bu yıl..
hayatımda ilk defa..
sarıyı renk olarak hayatıma sokabileceğimi hissettim..
tuhaf..
2 yorum:
Bu yazı öyle bir yazı ki; bu yazıyla ergen azarlanabilir, koca boşanabilir, koltuk kaplanabilir, eşya atılabilir olmuş :) Ya da ben yanlış anladım :P
hahaha.. her dderde deva yazı =)
atalet
Yorum Gönder