14.01.2022

nadire kabineleri ve flanörler hakkında


bloğu yeniden canlandırmalı dedikten sonra yine epeyce zaman geçmiş..

zaten isyankar ruhumu edepledikten..

 tüyüme teleğime çeki düzen verdikten sonra..

 bahçedir..

 krafttır..

 uğraşmaya başladıktan sonra açmıştım buduar sayfasını ..


lakin kraftları yapamayacak ve fikir üretemeyecek ruh hallerine sokulunca  ayrı..

kraftların uçan halısına binince ayrı kopuşlar oluyor ..

yazma hallerinden..

bu yüzden yazarım dedikten sonra iki üç hafta girilmiyor sayfalara..


zorlu bir defter yapıyorm şu aralar..

her defter ayrı bir yolculuk.. 

hem öğrenme anlamında hem de hazırladığım kişi ile olan anılar ve yaşam zamanlarına yolculuk anlamında.. 

o yüzden bu defterde bir cesaretle ve okan'dan peynir reklamı bağırtısı ile ' ben yaptım' diye bağırabileceğim şekilde.. 


 bu deftere nasıl bir sırt ve cilt olmalı .. 

ve ne amaçla..

ortaların kapakları mu olmalı ortaları mı..

renkler ..

ayrıntılar..

derken defter beni yutunca..


bir "görevli aktivite"ye katılayım istedim ..

son zamanlarda hem ilham alıp..

 hem teknik öğrendiğim bir sanatçının videolarını üstüste izlerken..

 onun başlattığı 52 haftalık bir sürece katılmış buldum kendimi..


defterlerin adı..

 gelli JunkAdori..

serbest katlanmış sayfaların..

kağıtla sertleştirilmiş bir kapağa lastikle geçici tutturulmasından oluşuyorlar..

Midori tarzı deniyor bunlara.. 

bu yılki tema "cabinet de curiosité"


dekorasyon dergileri sayesinde .. 

bu kolonyal dönemde avrupalı'nın gittiği uzak ülkelerde..

 gördüğü tuhaf şeyleri..

kemikten heykele..yapraktan tohuma..

resinden kitaba..

sahteden gerçeğe..

canlıya hatta..

malesef "hottentot venüsü"ne kadar..

 getirip evlerinde vitrin dolaplara.. 

odalara yerleştirme hallerini anlattığını ..

bu dolaplar.. 

odalar.. şaleler dolusu..

 merak edilesi tuhaf şeyi biriktirme ve sergileme durumunun..

müzelerin öncüsü olduğunu biliyordum.. 

o kadar..


fırsat gelmişken merak edip biraz araştırdım.. 

 karşıma bir okyanus çıktı : Ali Artun..

osmanlı sarayında da "nadire kabineleri" bulunduğunu anlatan bir röportaj makalesini okudum..

osmanlı saraylarının simgesel stil seçimleri

 ve Fatih köşkünün tüm binasının..

 sadece padişahın girebileceği..

 bir nadire kabinesi oluşunu da içeren..

 zenginleştirici bir yazı idi.. 

ilgilenirseniz okursunuz..


 bu yazıya almak istediğim bağlam..

 sadece  nadire kabineleri ile müzeler arasındaki farkın..

kabinelerin "kişisel bir fikir akışına göre tasnif edilmesi"..

 

"kabineler kurucularının düşledikleri ütopyaları canlandırırlar.. 

ilk anda karmakarışık darmadağınık duran koleksiyonlar..

 onlar için kozmosun bir tür modelidir..

tek tek biriktirdikleri harikalar karşısında..

 tefekküre dalarak aralarında gizemli ilişkiler kurarlar..

bu sayede inanılmaz bir kaos içersinde görünen nesnelere bir düzen verirler.."


kendi sayfa düzenlemelerimde yaptığımın da..

 bu olduğunu farkettirdi bana..

bir söğüt dalını..

 covid boyunca bizi altında barındırıp..

 açık havada bir kahve ve sohbet hakkı verdiği için ekliyorum.. 

onu annemden kalan altın iplikle tutturunca..

 koruyuculuğun duygusal yanını vurgulamış..

kırmızı iplikle tutturunca korumanın .. 

dayanışma gibi.. 

toplumun önemli ve etkili ..

güç özelliklerinden biri olması gerektiğini vurgulamış oluyorum.. 

misal yani..


bunu daha önce ayrıştıramıyordum ama okurken anladım..

bu yüzden her defterde aynı şeyleri tekrar etmiyorum..

bazı değişmezlerim olsa da.. 

onların yanına eklediklerim sadece renk/ uyum/seçimi değil..

anlamsal olarak da bir öyküyü oluşturduklarını ayrıştırdım..


defterleri bazen dostlarıma gösterdiğimde.. 

bazı köşelerini açıklıyorum.. 

 "bu.. ona ait özellik.."

 "bu.. benim o özelliği sevme nedenim.."

"bu da.. dilek niyetine.."


"onlar da bunu anlayacaklar ..." 

dedi bir arkadaşım..

öz güvenle "anlarlar.." diye cevapladım..


anlarlar mı..


o özgüvene sahip olmaya hakkım var mı..

 

zira hafızanın.. 

farklı kişilerce..

 farklı kaydedilen ve daimi değişim içinde olan bir yanı var..

biliyorum..


yine de ben defterleri hazırlarken..

 onları kendi nadire kabinelerimmişçesine düzenliyorum..

bu prompt sayesinde keşfettim ..


dephemerember sırasında da krafta ve sanata yaklaşımımın..

  görsele fazla sadık olduğunu farketmiştim..

şimdi arada durup.. 

kuşu çizmesem de..

 bir kuştan dem vurduğumu ifade edebilme üzerine..

 düşünerek yapmaya çalışıyorum..

abstreleşebilmeye çalışıyorum..


kraftın kişi için bazı zorluklar oluşturup.. 

onları karşılaya karşılaya geçmenin hazzı da başka.. 

yani katıldığım her grup çalışmasının dış kapısının dış mandalı olarak bile ..

yeni ve farklı bir sürece geçiyor ellerim .. 

ve onların arkasındaki zihnim..


insanın bazen gözlerini ekrandan ayırmadan dizi izlerken..

 düz yüz örgüsünü yaptığı..

bazen de çok zor bir motifle boğuştuğu için..

 içerden seslenenlere..

 efendim diyecek kadar bile..  

aklını .. dikkatini elindekinden ayırmadığı haller..

her ikisi de var ve farklı etki yapıyor..

konfor alanı.. farklı haz.. 

zoru başarmak.. farklı haz veriyor..


dün insanların nesnelerin.. 

hayatın nadire kabinesi gibi olduğuna daldım ben.. 

yönetebildiğim..

 hatta bazen onu bile başaramadığım mikrokozmoslar..

bir kutum var mesela..

 dibinde kristal kum içinde sekizbin yıllık ..

2300 yıllık dönemlerde kalma kabuklar artefaktlar..

 ve yanı sıra cemal beyin yılbaşı ağacı sırça süsleri duruyordu..


onlar iki yıl önce kırıldı.

bak mikrokozmosumu yönetememişim işte..

 

tuhaf ki o yıl.. 

onların kırılmasına sebep olan değerlim kişi..

bana kendi boyadığı bir süsü vermişti..

şimdi onun verdiği süs duruyor.. 

hafızasında 50 yıllık geçmişi de tutarak..


yönetimi ele aldım mı gerçekten yeniden..

yoksa hatıralara olan düşkünlüğüm mü..

 beni bazı nesneleriden ayrılamamaya itiyor..


Tanpınar'ın dediğine bakılırsa..

"biz eski şeyleri onların bıraktıkları boşluk için sev"mişiz..

bense..

kaybettiğim.. 

sevdiklerim ve sevdiğim zamanların yarattığı boşluğu..

nesnelerin bir aradalığıyla kurguladığım..

 sözsüz öyküler oluşturarak dolduruyorum..


eğer ucundan kenarından bir defter.. 

bir art veya kraft yapıyorsanız..

 bence böyle bir etkinliğe katılın.. 

hem sizin dışınızda insanların ..

aynı promptlara ne sonuçlar çıkardıklarına bakın..

hem de kendi gelişimlerinizi takip edin..


ben bu kez abstreleşebilme uğraşısı içindeyim..


RobynMcClendon'ı instagramda rarebirds olarak bulabilirsiniz..

youtube da junkadori defterler hakkında videoları var..

ayrıca sitesi mevcut..

ayrıca yaratıcılık koçluğu için sitesi var


52 haftalık bir süreçte.. neyi neyle bağlantılayıp nasıl bir öykü anlattırıyorsunuz.. 

bu hafta sonu bakın bakalım..

nadire defteri.. her pazar youtube da yayınlanan bir etkinlik..

başlıktaki flanör.. dolanmaya çıkmış gibi oldu ..

onu daha sonra.. bir sonraki yazıda.. 

bağlayacağım defterlere.. insanlık hallerine ..








 

  

 

2 yorum:

carpediem dedi ki...

Wikingler dizisinde wessex kralının kabine odasını hatırlattı yazın bana . İncili resimleyen rahip, heykeller Sezar'ın savaşla ilgili belgeleri.. Yeni bir araştırma yolu açtın bana 👍🏻

atalet-buduar dedi ki...

Yasasin.. severiz arastirmalari..