yemek yapmak..
karın doyunmaktan ayrıdır diye düşünüyorum..
elinin ya da tarifinin iyi olması dışında..
belli rituelleri vardır.
o yüzden herkesin yemeği.. mesaj taşır..
her mutfağın rengi başkadır..
günlük sofrayı donatmak değil söz ettiğim..
ay bugün ne pişirsem fi,lan değil..
sahanda yumurta da candır sarma dolma da..
ayrıca en güzel yemek insanın önüne hazır gelendir..
ama o mutfağa girip kendinle başbaşa kalmak vardır..
anılar vardır elbet..
pişirdiğinin içine katılan sevgi ve özen vardır..
bazen bomboş buzdolabından gayet "sofistike" bir yemek çıkarabilmektir can veren..
bazen sadece birisinin hatrıdır..
senelerce bir evin ocağını kaynatmak değildir kastettiğim..
onun kazandırdığı pratik de değildir..
ilk yaptığım poğaçadan bu yana çok zaman geçti..
salona annemin yanına gidip onun kulak memesine bakmıştım..
çünkü olduğunu nasıl anlıyorsun dediğinde kulak memesi kıvamındaysa tamam demişti..
eh o zaman onun kulak memesine bakılmalıydı elbet..
o acemilikten artık tek elle yumurtayı kırıp usulünce yemeğe katabilen haline geldim..
ama vazifeten pişirmeyi hala sevmem..
sen onu bir de güzelleştiriyorsun tabii demiştiçekirdek..
geçenlerde gece yarısı acıkmalarından birinde..
hiçbir yemeği beğenmediğinde..
pişirdiğim hazır çorbaya..
(yapıyoruz evet.. hala böyle tehlikeli şeyler..
ama yıllık tüketimimiz 6 paketi geçmez senede)
işte o hazırı bile biraz baharat biraz maydanozla değiştirivermektir aslolan..
artık ustası olmuşuz mutfağın..
değişik şeyler yapmak hoşuma giden..
ama uzun sürmeyecek.. ve çok havalı olacak.. koşulum budur..
daha tarifi okurken neye benzeyeceğini anlıyor insan ya da neyi çıkarıp katsa..
kendi damak tadına uyduracağını..
yine de bu değil söz ettiğim..
bugün malzemenin ruhundan söz edesim var..
havalar soğuyunca çorba mevsimidir benim için..
biraz yoğun çorbalar favorimdir..
tarhana süper olur mesela..
ama bu yıl içim daha fazla üşüyor dışımdan ve sürekli ocak çalıştırasım..
fırın yakasım var..
bu yılki rituelim her hafta sonu ekmek ve çorba ikilisi..
kestane çorbası çok sevildi mesela..
vişisuaz yaptım geçen hafta pırasa sevenlere çok uyar..
adının havasına bakmayın..aslında o bir amerikalı..
bu hafta patlıcan çorbasıydı..
fırın ise ekmek için çalıştı..
ekmek selgin'in facebook sayfasından ve bloğundan bulaşıyor biraz..
ama ekmek makinesi ile ilgili ev yapımı ekmekle ilgili fikrimi bilenler..
anti ev yapımı ekmek yazı dizisini okumuş olanlar..
bi dursun sakin olsun..
bu ekmeğin baştan çıkarıcılığı yarım saatlik ekmek olmasıydı..
daha ne isterim..
markete gidip gelsem daha uzun sürer..
denemeye karar verdim..
ilk denememdi..
üstelik evde malzeme de kalmamış..
beyaz un yoktu misal..esmer un kullandım ..
şeker miktarı çok geldi.. azalttım..
bir kere yapınca..
neyle uğraştığını anlıyorsun..
sonra yılların birikimi de ekleniyor..
aydınlanıyorsun..
ekmeğin diğer hamur işlerinden farkı..
maya ile yapılması..
maya canlı bir şey..
onu alıp önce uyandırman gerek..
tatlıyla uyandırıyorsun elbet..
ayrıca hazırlarken fazla karıştırmayacaksın..
ürkütmeyeceksn mayayı hep yavaş hep kibar olacaksın..
misal hamuru uzun uzun yoğurmayacaksın..
nefesini kesmeyeceksin..
canlıyla uğraşmak nezaket gerektirir..
çocuk büyütür gibi büyütmrn gerekmiş meğer mayayı..
bu yarım saatlik mucize artık bizim evin hafta sonu klasiği..
sizin de olsun isterseniz tarif bu..
ben maya ritueli olarak alıp kaydediyorum hafızama..
malzemesi..
3.5 bardak un..
1 paket kuru maya..
1/4 bardak şeker
yarım bardak zeytinyağı
1.5 bardak +2 yemek kaşığı su..
tuz..
1 yumurta..
önce.. mayayı.. şekeri z.yağını ve ısıttığın suyu karıştırıyorsun..
su parmağını yakmayacak ısıda olmalı..
bebek banyosu ısısında
ve çok cabbar olmayacaksın karıitırırken..
ürkütmeden mayayı.. sonra üzerini kapatıp bir yere bırak..
fırını yak o arada.. 200 derecede ısınsın..
15 dakika sonra..
mayanın üzeri bu halde olacak..
maya keyiflendiyse.. sen de keyiflen..
tamam demek.. canlandı ve şekerden beslenmeye bile başladı demek..
sonra unu tuzu ve 1 yumurtayı katıyoruz..
ve mikserlerin ucuna takılan şu spiral gibi ucu kullanacaksın..
yoksa elinikullan ama çok ezeceğim deme sadece biraraya getirmen yeterli..
sonra on iki adet topucuk olarak yağladığın bir kaba koy..
bir on beş dakika daha bekle..
ılık bi yerde beklet diyorlar ben mutfakta beklettim sadeceüzerini öettüm..
biraz daha kabarmış oluyor onbeş dakikanın sonunda..
şimdi fırına..
15 dakika pişme süresi..
evet hazırlamak için otuz dakika veriyorsun.. aslında daha çok..
keyfini bekliyorsun.. bekliyorsun..
ve pişmesi için de 15 dakika..
ilk gün evde olan kepekli unu kullandım..biraz yapışkan oldu..
toplarımın yüzü muntazam olmadı..
hemen yanına z. yağı ve biraz kırmızı biberle tattık..
nefis bir tadı ve kıvamı vardı..
pazartesi bir paket beyaz un aldım..
ama bir sabotaja kurban gittim..
un gene yoktu bu hafta sonu..
olan 1 bardak beyaz una yine kepek unu kattım..
ve bu sefer elimi biraz yağladım.. köfte yapar gibi..
yapışkan hamur daha muntazam şekillendi..
sonuç şu yukardaki oldu.. daha düzgün ama hala esmer..
ümitliyim haftaya beyazını yapacağım..
gece yarısı hamburgerleri...
çorba yanı güzellemeleri..
pazartesi sabahı sandviçleri..
ekmek önemli bir simgedir..
çalışmak ekmeğini kazanmaktır..
yabancı dillerde de.. çorba tenceresini kaynatabilmek demektir..
aynı kavramı anlatan deyim..
hastalar bir çorba..
açlar bir ekmek dilenirler..
kuru ekmeğe çalışırız sevdiğimiz işte..
öyle bir kadın ol ki..
hem tek taşını kendin al hem de evde ekmek yap bağlamında değil bu..
kadınlara fazla yüklenmeyi sevmem..
ama içim üşüyor benim..
yaşananlara tanık oldukça..
o yüzden ekmeğin kokusu hele de yanına zeytin yağı eklenince..
son günlerin ruh üşümesine ilaç niyetine..
1 yorum:
mayayı uyandıran şeker,beni de uyandırır mı acep?
öyle bir anlatmışsın ki ekmeği ve yapımını ,
tam ataletçe.
ruh üşümesi diyorsun ya,bana öyle iyi geliyor ki yazdıkların anlatamam
dilara
Yorum Gönder